Kütahya’nın ilk imar planı mevcut şehir dokusunu tümüyle göz ardı eden bir imar planı olarak tasarlanmıştır. Hazırlanan imar planında önerilen yollar ile iskân adalarının mevcut durumla hiçbir alakası olmayıp, sanki boş bir araziye plan yapılıyor gibi davranılmış, muntazam parseller ve standart yollar inşa edilmeye çalışılmıştır. Sadece anıt eser niteliği taşıyan yapılar, tarihi eser olarak korunmuş, fakat çevre ile bir bütün olarak değerlendirilmeyip kent dokusu içinde yalnız bırakılmışlardır. Kütahya şehrinin gerçek dışı bu ilk imar planı uygulanmamış ve şehir bu plandan bağımsız olarak gelişmiştir (Solmaz ve Taşkınsu, 1994). Bazı kaynaklarda, anılan imar planı uygulanmış olsaydı, Kütahya’daki tarihi sokak dokularının kaybedileceği ve şehri karakterize eden geleneksel konutların pek çoğunun ayakta kalamayacağı görüşüne yer verilmiştir (Akçura ve Çapar, 1973).
İstanbul Nazım Plan Bürosu Başkanı Yüksek Mimar Mithat Yenen, imar planının uygulanması konusunda Celal Esad Arseven ile birlikle gittikleri Kütahya seyahati ile ilgili bir anısında “Merhumun şehircilik hakkındaki bilgileri biraz amatörce olmakla beraber, yeni bilgilerden faydalanmak hususunda rijide davranmıyor ve tavsiyelere açık bir tutumda bulunuyordu.” demiştir (Eyice, 1972).
Konuya açıklık getirmek adına İller Bankası Mekânsal Planlama Daire Başkanlığı ile yapılan görüşmelerde, farklı kaynaklarda Celal Esad Arseven tarafından 1944 yılında yapıldığı belirtilen imar planının arşivlerinde bulunmadığı tekrar teyit edilmiştir. Üzerinde sadece Celal Esad Arseven isminin yer aldığı 1935 yılında çizilen Kütahya’nın bir yerleşim planına ulaşılmıştır (Şekil 2). Arseven’in çizmiş olduğu bu plan “Kütahya Kurma Planı” olarak tanımlanmaktadır. Kentin imarı konusunda değerli bir belge niteliği taşıyan bu plan tarihi işlevi açısından da diğer kentlere örnek olabilecek bir önem arz etmektedir.1935 Kütahya Kurma Planının mevcut kent yapısının özünü oluşturduğu ve imar faaliyetlerinin bu plan doğrultusunda şekillendiği değerlendirilmiştir (Gökdül ve Yaman, 2020). İller Bankası evrak kayıtlarına 1944 yılında geçen, arşivinde çizimlerine rastlanılmayan ve müellifinin üzerinde olumlu olumsuz spekülasyonlar yapılan bir planla ilgili tartışmaların objektif bir değerlendirme ve sonuç doğurmayacağı düşünülmektedir.
Kütahya şehrinin 1930’lu yıllarda bir Osmanlı Türk şehri kimliğini koruduğu görülmektedir (Şekil 3 ve Şekil 4). Bu tarihlerde kentin tarihi bölgelerindeki evlerin neredeyse tamamı ahşaptır. 1950’li yıllarda Kütahya şehrinin evlerinin halen %70’inin eski geleneksel yapım tarzında olduğu anlaşılmaktadır (Akok, 1965).
Son olarak Kütahya Belediyesi, İmar İşleri Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, TKTVYK tarafından 1987 tarihinde uygun görülen Kütahya (Merkez) Sit ve Etkilenme Geçiş Alanları Koruma Amaçlı İmar Planının revize edilmesi amacıyla, Kütahya Belediyesi tarafından söz konusu işin ihalesi yapılarak yüklenici firma ile 20.02.2012 tarihinde sözleşme imzalanan “Revizyon Koruma Amaçlı İmar Planı” yapımı sürecinde Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.11.2019 tarih ve 5551 sayılı kararı ile Kentsel Sit sınırları revize edilmiştir (Şekil 10). Aynı kararla Kütahya Merkez İlçesi Kentsel Sit Alanı ile I. ve II. Derece Arkeolojik Sit Alanları Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Koşulları belirlenmiş, bu alanlarda 1987 senesinde onaylanan mevcut Koruma Amaçlı İmar Planının uygulaması durdurulmuştur.
Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.11.2019 tarihinde almış olduğu kararda kentsel sit alanları ve arkeolojik sit alanlarında geçiş dönemine ilişkin hususlar hüküm altına alınmıştır.
© 2022 İmarbilgileri.com - Sitede bulunan tüm bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Resmi işlemlerde kullanılamaz.
© 2022 İmarbilgileri.com - Sitede bulunan tüm bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Resmi işlemlerde kullanılamaz.